“Sevgili oğlum Deniz,
Kâh İsveç alt liglerinde kümede kalma savaşı verdim kâh Serie B’de orta sıralara tutunmaya çalıştım. Yeri geldi küçücük bir adada, 35 bin nüfuslu şehirlerde -10 derecede takım yönetmeye çalıştım. Hepsi senin içindi. Kazandığım her bir kuruş senin de bir gün futbol sevgisini yaşaman içinmiş meğer, şimdi anlıyorum. Aslında sen 15 yaşındayken tanıştığımız güne kadar senin varlığından haberim bile yoktu. Anan seni bana hiç tanıtmamıştı, taa ki altyapı hocamız gelip “Emre Hocam, altyapıdan yükselen yeni yetenekler arasında senin oğlun da var.” diyene kadar. Canım yavrum. İşte o gün kalbimde başka bir futbol ateşi ortaya çıktı, sonunda baba-oğul olarak beraber ileriye bakabileceğiz. En çok senin gelişiminle ilgileneceğim, en çok senin bireysel antrenmanlarını takip edeceğim. Her fırsatta sana forma vereceğim. Canım evladım, hoş geldin!”
-FM 23’te Journeyman kariyerimde altyapıdan gelip, birkaç sene sonra “Ben büyük takıma gitçem ya!” diye ağlayarak bizi yüzüstü bırakıp giden wonderkid evladıma (Neyse ki PSG veya Barça değil Real seçti, babasının oğlu)
Football Manager oyununda kazandığımız paranın çok da bir anlamı yoktur çünkü o parayı ne spor içi ne spor dışı yemeyiz. Bir menajer olarak özel hayatımızda olup da sahanın içini etkileyebilecek tek bir şey vardır: çocuğumuz. Oyunda altyapıya kendi çocuğumuz gelebiliyor.
Eskiden çocuk sahibi olmak sorumluluk işiydi.
Eski serilerde çocuk sahibi olmanın bir tek yöntemi vardı, o da bir takımı 10 yıl boyunca çalıştırmış olmak. Bu uzun kariyerden sonra oyun size belki bir çocuk verirdi. Hatta sırf altyapıdan kendi oğlu gelsin diye defalarca oyunu genç alım gününden öncesinden yeniden başlatanlar olurdu.
Bu çocukların hepsi de yetenekli gelmezdi. Yıllarca kariyer yapıp oyunu defalarca yeniden yükledikten sonra en fazla Hürriyet Gücer olabilen çocuğumuzu yine de bağrımıza basardık. Sonra bize bir alternatif daha sunuldu.
Parasıyla değil mi kardeşim?
Gerçekten de parasıyla idi. İlk olarak oyun için satın alma ile canımız istediğinde altyapıya biricik evladımızı alabiliyorduk. Hatta bu özelliği bir defa satın alınca canımmız istediği kadar kullanabildiğimiz için 15 yıllık bir kariyerde tüm takımı evlatlarımızdan oluşturabiliyorduk.
Özelliği başka kariyerde de kullanabilmemiz mümkündü. Üstelik illa da para ödemek gibi bir zorunluluk söz konusu değildi, 10 sene boyunca aynı takımı çalıştırırsanız özellik yine açılıyordu.
Şimdi ise önüne gelen, altyapıya çocuğunu kaydettiriyor.
Oyunda artık altyapıdan çocuğunuzun gelmesi için sadece iki faktör var: Oyundaki yaşınızın 34’ten fazla olması ve şans. Şanslıysanız gencecik yavrunuz bir wonderkid olarak kapınıza dayanıp “Baba bana profesyonel sözleşme!” diyor. Resmen sanayide oğlunu yanına çırak alan baba gibiyiz.
Aslında çocuğumuzu kendimiz yetiştirmişiz gibi hissetmenin bir yolu daha var.
O da oyun içi editör. Çocuğumuzun adını kendimiz seçebilir, karakterine karar verebilir, potansiyelini belirleyebiliriz. Tek oyunculu modda bu alternatifi de tercih edebilirsiniz. Sonuçta oyun biraz da fantezi oyunu, aylık 405 bin pound maaşla Londra’da yaşayan bir teknik direktör olduğunuzu varsayıyorsanız çocuğunuzu da istediğiniz gibi yetiştirdiğinizi varsayabilirsiniz.
Altyapıya kendi çocuğumuzu getirmek için alternatiflerimiz bu şekilde. Çocuğumuzun ne zaman ve ne potansiyelle altyapıdan çıkacağı ise bilinmiyor, bazen hiç çıkmayabiliyor da. Çocuğumuzla genç oyuncu alımında tanışma ihtimalimizin ise 10 binde 1 olduğu iddia ediliyor ancak konuyla ilgili olarak elimizde resmî bir bilgi bulunmuyor.
İlginizi çekebilecek diğer içerikler: