Erken uyarı sistemi sonuç verdi! Sındırgı depremini Kandilli önceden bildi

erken uyari sistemi sonuc verdi sindirgi depremini kandilli onceden bildi i4C9nMNT.jpg

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, Tekirdağ’da yaptığı açıklamada Ege Bölgesi’nde meydana gelen depremlerin “açılma zonu” olarak isimlendirilen tektonik sistem içinde yaşandığını ve bu bölgedeki fayların Kuzey Anadolu Fay Zonu’ndan tamamen farklı özellikler taşıdığını belirtti.

“YAKLAŞIK 36 KİLOMETRE UZUNLUĞA SAHİP”

Sındırgı, Simav, Kütahya ve Balıkesir’deki fay zonlarının Marmara’daki fay zonlarıyla aynı sistemde olmadığını ifade eden Özel, “Aralarındaki kilometre farkı az olsa da mekanizmaları farklıdır. Gerilme yani stres transferinin de kendi içinde bir mekanizması vardır. Sındırgı segmenti, Simav Fay Zonu’nun en kuzeybatı kesimini oluşturan ve Türkiye Fay Haritası’na göre yaklaşık 36 kilometre uzunluğa sahip bir segmenttir” ifadelerini kullandı.

İKİ FAY ARASINDA DOĞRUDAN TETİKLENME İLİŞKİSİ YOK!

Simav’da yaşanan depremler hakkında açıklama yapan Özel, Simav ve Sındırgı fay zonlarının birbirinden bağımsız iki farklı sismik kaynak olduğunu ancak aynı açılma tektonik rejiminin etkisi altında bulunduklarını ifade etti.

Özel, bu sebeple Simav’daki mevcut gerilimin Sındırgı segmentinde depremin oluş zamanını bir miktar öne çekmiş olabileceğini fakat iki fay arasında doğrudan bir tetiklenme ilişkisi bulunmadığını kaydetti.

“İSTANBUL’DA HİSSEDİLMEDEN 37 SANİYE ÖNCE HABER VERDİ”

Özel, açıklamasının devamında Kandilli Rasathanesi’nin Marmara ve Batı Anadolu’da geliştirdiği yeni erken uyarı sisteminin 3.5 aydır test edildiğini ifade ederek “Kandilli Rasathanesi’nin çalıştırmakta olduğu istasyonlardan alınan veriler ile öncelikle Marmara Bölgesi için erken uyarı sistemi geliştirdik. Halihazırda mevcut istasyon altyapısı dikkate alınarak İstanbul ve Marmara Denizi çevresindeki şehirler test bölgesi olarak seçildi. Sistem şu anda sınırlı, yaklaşık 2 bin abonelik bir grupla test ediliyor. Erken uyarı sistemi, Sındırgı depreminde (27 Ekim’deki deprem) başarıyla çalıştı. İstanbul, merkez üssüne yaklaşık 210 kilometre uzaklıkta, sarsıntı İstanbul’da hissedilmeden 37 saniye önce uyarı sinyali gönderdi.” açıklamasında bulundu.

“TEST ETMEYE DEVAM EDİYORUZ”

“Şu anda sistemi belirli kullanıcı gruplarıyla test etmeye devam ediyoruz. İstasyon altyapımızı bu kapsamda yenileyerek erken uyarıya daha elverişli hale getirmeye çalışıyoruz. Mevcut istasyon sayısı artırıldıkça ve istasyonlardaki gecikmeyi azaltacak modernizasyonlar tamamlandıkça sistem çok daha hızlı tepki verebilecek ve böylece vatandaşların ve kurumların önlem almak için daha fazla zamanı olacaktır. Amacımız, istasyon ağını genişleterek ve altyapıyı yenileyerek sistemi tüm Türkiye’de etkin biçimde çalışır hale getirmektir.” ifadelerini kullanan Özel, Marmara Denizi’nde Kandilli Rasathanesi’nin Japon araştırmacılarla işbirliğinde kurduğu 9 deniz tabanı sismometresi (OBS sistemi) aracılığıyla küçük depremleri ve bölgedeki stres dağılımını yakından izlediklerini ifade etti.

En küçük sismik hareketlerin bile yakından izlendiğini ifade eden Özel, “Bu sistemler henüz gerçek zamanlı çalışmıyor. 7-9 ay aralıklarla veri topluyoruz ancak bu süreçte kaydedilen veriler, 9 aya kadar olan dönemde meydana gelen mikro depremleri dahi geriye dönük olarak incelememize olanak sağlıyor” sözlerini sarf etti.

“30 SANTİMETRELİK SU YÜKSELMESİ BİLE HASAR YARATABİLİR”

Özel, Türkiye’nin 8 bin 300 kilometrelik kıyı şeridinde tsunami erken uyarı çalışmalarının da devam ettiğini ifade ederek Kandilli Rasathanesi olarak 2012 yılından bu yana 5.5 büyüklüğünün üzerindeki kıyıya yakın depremlerden sonra bilgi mesajı yayınladıklarını kaydetti.

“Marmara Denizi kapalı bir havza olduğu için büyük dalgalar beklenmez ama 30 santimetrelik su yükselmesi bile hasar yaratabilir” ifadelerini kullanan Özel, Tekirdağ’ın kıyılarında tsunami tehlikesinin belirlenmesi ve su baskını haritalarının hazırlanması için de çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.

“FAY YENİDEN KIRILDIĞINDA DOĞRUDAN ETKİLENEBİLİR”

Tekirdağ yakınlarındaki Ganos Fayı ile ilgili de değerlendirmede bulunan Özel, “Marmara’nın batısındaki Ganos Fayı, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun en batı ucundaki en kritik segmentlerden biridir. 1912’de büyük bir deprem üreten bu fayın kısa vadede yeniden kırılma potansiyeli düşük görünüyor ancak Gaziköy’de 2013 yılında kurduğumuz derin kuyu ve yüzey istasyonlarıyla bölgedeki hareketleri yakından izliyoruz. Fay yeniden kırıldığında Şarköy, Mürefte, Ganos ve Gaziköy doğrudan etkilenebilir” dedi.