Enerjide bağımsızlık hedefi doğrultusunda son 5 yılda Akdeniz ve Karadeniz’de 50 bin kilometrekareden fazla alanı tarayan Türkiye’nin ilk sismik arama gemisi Barbaros Hayreddin Paşa, yeni görevler için Trabzon Limanı’nda bakım ve hazırlıklarını yapıyor.
Anadolu Ajansı’nın Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı dosya haberler kapsamında bu haberde Türkiye’nin ilk sismik arama gemisi Barbaros Hayreddin Paşa’nın kaptanı ile yapılan röportaja yer verildi.
Enerjide büyük oranda ithalata bağımlı olan Türkiye, uzun yıllar karada yürüttüğü petrol arama ve üretim çalışmalarının ardından son zamanlarda denizlerde de bu faaliyetlere ağırlık vermeye başladı.
Bu kapsamda, envanterine kattığı MTA Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa sismik arama gemileriyle kendi karasularında petrol ve doğal gaz varlığına ilişkin veri topluyor.
AA muhabirinin sektör raporlarından derlediği verilere göre, 2012’de hizmete alındıktan sonra farklı kurumlar çatısı altında hizmet veren ülkenin ilk sismik arama gemisi Barbaros Hayreddin Paşa, 2018’den beri Turkish Petroleum International Anonim Şirketi bünyesinde faaliyetlerini sürdürüyor.
Türkiye’nin denizlerdeki gözü kulağı olan Barbaros Hayreddin Paşa Gemisi, 2018’de 10 bin 54, 2019’da 11 bin 507, 2020’de 7 bin 418, 2021’de 8 bin ve 2022’de 10 bin 580 kilometrekare alanı taradı.
Geminin bu yıl taradığı alanın 10 bin 600 kilometrekareye ulaşması hedefleniyor.
Sakarya gaz sahasında yapılan doğal gaz keşif çalışmalarına da katkıda bulunan gemi, 2021’de Kastamonu lokasyonunu taradı.
Gemi, daha sonra Doğu Karadeniz’e yöneldi ve ekim 2021-2022 aralık arasında Ünye, aralık 2022- ağustos 2023 döneminde ise Fatsa lokasyonlarını taradı.
Gemi, denizin 8 bin metre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor
31 Aralık 2012’de 130 milyon dolara satın alınan ve buzullarda bile çalışma özelliğine sahip Barbaros Hayreddin Paşa Gemisi, denizin 8 bin metre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor, iki ve üç boyutlu sismik veri toplayabiliyor.
Brüt 4 bin 711 ton ağırlığındaki gemi, yön ve pozisyon tayinini uydu haberleşmesiyle otomatik olarak yapabiliyor. Uzunluğu 84, genişliği 21,6 metre olan gemide bir helikopter pisti bulunuyor.
Halen Doğu Karadeniz’de sismik arama görevini sürdüren gemi, söz konusu çalışmaların ardından lojistik ihtiyaçlarını karşılamak ve gerekli bakımlarını yapmak için Trabzon Limanı’na demir attı.
Dünya standartlarının üzerinde veri toplanabiliyor
Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Arama Gemisi Kaptanı Muzaffer Nur, AA muhabirine, geminin bakım çalışmaları için Trabzon Limanı’na yanaştığı bilgisini paylaşarak, “Karadeniz münhasır ekonomik sahamızda başarıyla tamamladığımız projemizin ardından, bizlere tevdi edilecek olan yeni projemizi de başarılı bir şekilde tamamlamak için gerekli olan hazırlıklarımızı, planlı bakımlarımızı ve ikmallerimizi burada sürdürüyoruz.” dedi.
Geminin sahip olduğu üstün özelliklerinin yanı sıra faaliyetlerde görev alan gemi personelinin de alanlarında kalifiye olduğunu dile getiren Nur, ekibin özverili çalışmaları sayesinde dünya standartlarının da üzerinde veri toplayabildiklerini belirtti.
Nur, geminin dinamik konumlama sistemi dahil pek çok üstün teknolojiye sahip olduğunu belirterek, “Bu sayede bofor skalasına göre 6 kuvvet havada bile görev icra edebilmektedir.” diye konuştu.
Bofor 6, denizlerde dev dalgalar oluşturan rüzgarlı havaları tanımlamak için kullanılıyor.
Gemi yılda 10 bin kilometrekare alanı tarıyor
Barbaros Hayreddin Paşa Gemisi Saha Jeofizik Şefi Hilmi Mert Küçük ise Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) talimatları doğrultusunda faaliyetlerini gerçekleştirdiklerini, geminin uzun yıllar Doğu Akdeniz’de görev yaptığını ve 2 yıldan fazla bir süredir de Karadeniz’de arama çalışmalarını yürüttüğünü dile getirdi.
Geminin yılda ortalama 10 bin kilometrekare arama yapacak şekilde faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydeden Küçük, geminin donanım açısından 8’er kilometre uzunluğunda 6 sismik kablosu olduğunu, buna ilaveten konumlandırma, gözlem, mekanik ve veri işlem olmak üzere de 4 ayrı departmanı bulunduğunu söyledi.
Küçük, kullandıkları sismik arama yöntemini tıpta kullanılan manyetik görüntülemeye benzeterek, “Hedeflediğimiz yerin içinin görüntülenmesi için akustik dalga, başka bir deyişle, ses dalgası kullanıyoruz. Hava tabancalarımız mevcut. Bunlarla yüksek basınçlı havayı suya enjekte ediyoruz. Bu patlama yaratıyor, ses dalgası oluşturuyor. Bu ses dalgası yer içine ulaşıyor, yer içindeki farklı fiziksel özellikteki yapıların içinden geçerek ve geri yansıyarak alıcı kablolarımız tarafından kaydediliyor. Kaydettiğimiz veriler burada görmüş olduğunuz operasyonun da kalbi sayılabilecek bilgisayar odasında toplanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kayıtların daha sonra manyetik kasetlere yazdırılarak son kullanıcı konumundaki TPAO’ya teslim edildiğini belirten Küçük, “Sonrası TPAO tarafından sürdürülüyor. İşin mutfak kısmı TPAO bünyesinde gerçekleşiyor. Veriler bir dizi işleme tabi tutulduktan sonra yorumlanıp gerekli görülürse belirlenen sahalar için sonraki aşamalara geçiliyor.” dedi.